Ziya Alp
∗ İç Denetçi, Marmara Üniversitesi, [email protected]
ÖZET
Bu makalede, Türkiye’de gerçekleştirilen mali yönetim reform süreci bağlamında yaşanan belirsizlikler ve eksiklikler ile başarılı bir reform sürecinde nelerin yapılması gerektiği; reform ile getirilen yeni yapı ve anlayışın geleneksel bürokratik sistemde oluşturduğu direnç; reformun temelini oluşturan kamu mali yönetim ve kontrol kanununun, genel olarak neleri kapsadığı ve hedefleri; mali reformun içsel ve dışsal dinamiklerinin analizi ve bu dinamiklerin reform sürecine olan etkileri; mevcut bürokrasinin reforma bakışı ve reform sürecinde meydana gelen belirsizlik ve zaafların neler olduğu ile çözüm yolları, gibi hususlara yer verilecektir. Son olarak ise; Türkiye’de gerçekleştirilen mali yönetim reformunun hayata geçirilmesinde iç dinamiklerden daha çok, dış dinamiklerin etkili olduğu; ve bu durumun da bazı komplikasyonları doğurduğu ifade edilerek, sorunlara ilişkin olarak ne yapılması gerektiğine ilişkin hususlara kısaca yer verilecektir.
Anahtar Kelimeler: Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu, Mali Yönetim Reform Süreci, Geleneksel Bürokrasi, Yeni Kamu Yönetimi
1- GİRİŞ
Özellikle 1980’li yıllardan itibaren demokrasi söylemi tüm dünyada yaygın bir hal almış ve sivil toplum örgütleri, devlet kurumları karşısında etkin bir pozisyon elde etmiştir. Bununla birlikte, uluslararası sistemin, tarafı olduğu sözleşmeler vasıtasıyla ulus devletlere bir takım yükümlülükler yüklemesi; temel hak ve özgürlüklerin birey hesabına öncelikli bir konu olarak ön plana çıkması; yönetilen ve aynı zamanda edilgen bir konumda bulunan halkın, kendisine ait olan kaynakların devlet erki tarafından yönetilmesi sürecine daha etkin bir şekilde katılmak istemesi gibi unsurlar; devlet mekanizması içinde yer alıp, ihtiyaca cevap verebilecek ve aynı zamanda uluslararası bir niteliği ve boyutu olan, bir kontrol ve denetim mekanizmasını gerekli kılmıştır.
Bu ihtiyacın ortaya çıkardığı reform hareketleri, özellikle 1980’lerden bu yana hakim hale gelen yeni kamu yönetimi (new public management) yaklaşımı çerçevesinde gerek dünya genelinde gerekse Türkiye’de büyük bir ivme kazanmıştır. Kamu yönetimi alanında gerçekleştirilen reformlara kuramsal temel oluşturan yeni kamu işletmeciliği yaklaşımı, verimlilik, etkililik, ekonomiklik gibi temel ilkeler etrafında kamu yönetiminin performans yönetimini esas alan, sonuca ve hedefe odaklanmış, yerel ve yerinden yönetime ağırlık veren bir anlayışla yönetilmesini öngörmektedir. Bu yaklaşım doğrultusunda kamu mali yönetimi alanında da önemli değişimler yaşanmaktadır. Bu değişimin esas unsurları; kamu kaynaklarının öncelikli kamu hizmetlerine ayrılması, tahsis edilen kaynakların tespit edilen amaçlara uygun, etkin, etkili ve verimli bir şekilde kullanılması, ilgili idarelere ve bunların harcama birimlerine, bütçenin hazırlanması ve uygulanması aşamalarında daha fazla yetki verilmesi, faaliyetlerin esnekliğinin arttırılması ve kaynakların yönetilmesi sürecinde hesap verebilirliğin ve saydamlığın sağlanması, gibi hususlardır.1
Makalenin tamamı için tıklayınız